29 Mart 2017 Çarşamba

İLAHİ JACK LONDON!

Biraz daha yaşasa, yazarak üretmenin arşına ulaşacak adamlardan biriydi Jack London. Kısacık ömrüne öyle kitaplar/öyle çok kitap sığdırdı ki; yaşarken şaşırttı, halen şaşırtıyor. Bugün gündemimde yazdıkları/yazamadıklarıyla Jack London var... 
  • Dişisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur.
  • Köpeğe verilen bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik, siz de köpek kadar açken onunla paylaşılan kemiktir. 
  • Bir gemi filosunun hızı, içindeki en yavaş geminin hızıdır. (Bu söz beni inanılmaz etkiliyor. Nedense kendiyle birlikte etrafındakileri de paçasından çeken insanlar geliyor aklıma. London bunu mu kastetti bilemem ama dahiyane bir söz olduğu kesin.)
  • Ben, benim ve kendi beğenilerimi insanların bağlaşık yargılarına tabi kılmayacağım. İnsanların çoğunluğu bir şeyden hoşlanıyor ya da hoşlandığına inandırılıyor diye, benim de o şeyden hoşlanıyor taklidi yapmam için dünyada hiçbir neden yok. (Ben de imzamı atıyorum şuraya:)) Resmen dünya görüşüm:))
  • Elbiseleri gibi, görüşleri de hazır alınmaydı. (Bu çok derin!!!)
  • Tutumunu ve davranışını onlar için anlaşılır kılacak yeterli sözcükler hiçbir dilde yoktu. 
"Ölüm acı vermez, acı veren şey yaşamdır." diyen bu adam ölümü kendi mi istedi bilinmez ama yaşasaydı, ah yaşasaydı...
Kişisel Gelişemeyen Kız
Mart 2017

17 Mart 2017 Cuma

BİR TUTAM PALAHNIUK

Chuck Palahniuk okumalarımdan; 


  • Sahip olduklarımı yok eden kurtarıcı, benim ruhumu kurtarma savaşındadır. Bütün aidiyetleri yolumdan kaldıran öğretmen beni özgür kılacaktır.
  • Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...Hepimiz heba oluyoruz...Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız...Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...Bizim savaşımız ruhani savaş... Ve bunalımımız kendi hayatlarımız...
  • Dünya nüfusu arttıkça, insan sayısı azalıyor.

  • Kan donduran bir realist Chuck Palahniuk. Denk gelirseniz kitaplarını karıştırmakta fayda var, emin ol kafa açar.

    Kişisel Gelişemeyen Kız
    Mart 2017

    16 Mart 2017 Perşembe

    BİR TUTAM ADAM FAWER

    Adam Fawer okumalarımdan derlediklerim;


  • Düşün: Kör, sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar ve sağır ölüyor. Dilsiz köre, sağırın öldüğünü nasıl anlatır? Seni sevmek; sadece dilsiz kalmak değil, dilsizin böylesi olmak işte!
  • Unutma; Kimse unutulmayacak kadar sonsuz ve sonsuza dek sevilecek kadar değerli değil aslında.


  • Yolunuz Adam Fawer'la kesişir belki bir gün, güzel adamdır, kafa açar :))

    Keyifli Okumalar,

    Kişisel Gelişemeyen Kız
    Mart 2017

    28 Şubat 2017 Salı

    BİR TUTAM BUKOWSKI

    KAPTAN YEMEĞE ÇIKTI VE TAYFALAR GEMİYİ ELE GEÇİRDİ

    Bu ara bayağı Bukowski okuyacağım, başınızı ağrıtabilirim. Edebiyatın terso delikanlısı olmasına rağmen kendimi Bukowski'ye yakın hisseden bir tarafım var. Evet çoğu zaman argo, ipe sapa gelmez, hatta fazlasıyla sınırı aşan ama yakın işte, derin, çok derin...

    Hem garip ve uzun başlıklı kitaplarıyla da ünlüdür delikanlı. "Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi" onlardan bi tanesi...

    Şimdi kitaptan bayıldığım anekdotları sizlerle paylaşmak istiyorum:

    * Çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır. Ölecek bir şey kalmamıştır geriye. 
    * Ölümün tahammül edemediği bir şey varsa, yüzüne gülünmesidir.
    * Ben hiç yalnız hissetmem kendimi, en iyisi yalnız olup, tamamen yalnız olmamaktır. 
    * Arabamla bir köprüden geçiyorsam, aklımdan mutlaka intihar geçer. İntihar düşünmeksizin bir göle ya da okyanusa bakamam. Çok durmam üstünde. İNTİHAR. Aniden yanan bir ışık gibi. Çıkış yolu olduğunu bilmek içeride kalmayı kolaylaştırır. Anlıyor musunuz? Yoksa sonu deliliktir. O da hiç hoş değildir dostlarım.
    * Toplumdaki geri zekalıların geri zekalı olduklarını idrak edemeyip, onları koruyacak birileri daima vardır. Bunu idrak edememelerinin nedeni; kendilerinin de geri zekalı olmalarıdır. Geri zekalılar cennetinde yaşıyoruz, bu şekilde yaşayıp, birbirlerine bu şekilde davranmalarının nedeni bu. 
    *  Kadınlara gelince; her kadın bir ümitti ama çok sürmedi. Durumu hayli çabuk kavrayıp Rüyalarımın Kadını'nı aramaktan vazgeçtim; kabus gibi olmayan bir kadın kabulümdü.
    * İlginç insanların sayısı neden bu kadar az? Milyonlarca insanın içinde neden sadece birkaç kişi? Bu kasvet verici ve cansız türle yaşamaktan başka çare yok mu? Tek bildikleri şiddet sanki. Uzmanlık alanları. Şiddet söz konusu olduğunda çiçek gibi açıyorlar.
    *  Bensiz bir dünya tasavvur etmeye çalıştım geçen gün. Hayat her zamanki gibi sürüyor ve ben içinde değilim. Ne tuhaf, çöp kamyonu gelip çöpü alıyor ve ben orada değilim. Gazete kapının önünde yerde duruyor ve ben eğilip almıyorum çünkü yokum. Olacak iş değil.
    *  Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi yazmaya hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir konum almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu söyleyip durmuştu. Cevaplamadım. Ama burada cevaplayacağım. Siktir git lan! Hem ben Tolstoy'u da sevmem.

    Ordan burdan okuduğum bir kaç tane daha var ki...

    Mesela bunu okuduğumda, "Hayır bu Bukowski olamaz" demiştim:

    * Hepimiz öleceğiz, hepimiz, ne sirk! Bunu bilmek birbirimizi daha çok sevmemiz için yeterli bir neden olmalı, ama değil. Son derece önemsiz şeyler bizi dehşete sürükleyip dümdüz ediyor, yutuyor.

    Evet sizin kadar ben de şaşkınım bu iyimserliğe :))

    *  "Sadece sıkıcı insanlar sıkılır" diyor mesela. Gücenmedim desem yalan olur, hayatı dolu dolu yaşayan insanların bile sıkıldığı olur, haksız mıyım?

    Ha bak bir de bu var ki favorim:

    * Kızlar uzaktan iyi görünüyor, güneş elbiselerinde ve saçlarında parlıyordu. Ama yakınlaşıp ağızlarından akan beyinlerini dinleyince silahlanıp yer altına gizlenmek istiyordum.  :))

    Kişisel Gelişemeyen Kız
    Şubat 2017